Okulun açıldığı şu günlerde bütün tembelliğim üstümde. İçimden hiç birşey yapmak gelmiyor. En çok dışarı çıkmak ve içmek, eğlenmek zevk veriyor. Bütün yazı Brezilya’da geçirdim fakat iki ay hiç gece eğlenmeye gitmediğimiz için sanırım içimdeki parti hayvanı kendini kontrol edemez durumda. Bu durumu biraz olsun önlemek, derslerime yoğunlaşmak için çabaladıysam da olmadı. Hatta hiç böyle birşeye gerek yokken kendime en geç eve 8 de gireceğim diye kural bile koydum ama nafile! Hayat buna izin vermiyor ki! Hadi şuraya gidelim, buraya gidelim teklifleri geldikçe irademin güçsüzlüğünü fark ediyorum. Ve hepsi de nedense reddedemiyeceğim kadar güzel teklifler oluyor. Yok olmaz ı-ıh cık imkansız falan desem de nafile!
Yarına yetiştirmem gereken sekiz sayfalık skechbook ödevimi saymazsak, şu aralar keyfim yerinde. Tembel hayvanı oldum. Bütün gün Eat, drink, fuck modunda dolaşıyorum. Fuck olmasa da eat and drik kesinlikle var!
Öğrenci (!) evime kedim Freyja teşrif etti bu gün, lnsanın çocuğu hakkında kararlar olması ne kadar zor fark ettim, o yüzden bütün anneleri takdir ettim. Freyja’nın benimle olmasını ne kadar istesem de diğer kedilerden ve büyük aşkı Osman’dan ayrılınca mutsuz olabileceği düşüncesinden rahatsız olarak alsam mı almasam mı diye gidip gelirken en son almaya karar verdim. Eve getirdiğim andan ihtibaren bir anda Tanrı’nın sesimi duyduğuna inanmaya başladım çünkü daha dün gece siyamlar çok konuşkan olur diyorlar ama benim kız hiç konuşmuyor diye üzülüp duruyordum. Eve ilk geldiği andan itibaren sürekli konuşmaya başlayan Freyja için ilk başta endişelendim mutsuz olduğunu zanlettim. Ama zaman geçtikçe anladım ki koğuş sisteminden Prensesliğe terfi ettiği için çok ama çok mutluydu. Bütün gün evin içinde oraya buraya sürünüp bana birşeyler anlatıp miyavlayıp durdu. Benden mutlusu olamaz diyordu sanki! Onun bu halini görünce bende rahatladım doğrusu.
Evet yarına yetişmesi gereken ödevim olmasına ramen ben bunu geçiştircek bir çok şey yapmaya devam ediyorum, hiç istemediğim birşey yeni okul yılına miskinlik yaparak başlamak, ama elimde değil canım hiç birşey yapmak istemiyor. Üzerime ölü toprağı atmışlar sanki! Genelde olduğunun aksine herşeyin yolunda gittiği bir hayatım var ama ne bileyim işte içimde bir sıkıntı. İşin kötüsü mutsuzum ama şu nedenden diybileceğim bir bahanem bile yok! Bu yüzden havaların değişimine veriyorum bu ruhsuz hallerimi. Birde bu gün Pazartesi olduğu için ayrıca bir yorgunluk var üstümde sanırım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder