18 Eylül 2010 Cumartesi
Yollarımız Kesişseydi Şu Eylül Akşamında!
Bu gün Deniz ile evime su bağlattıktan sonra ikeacıların gelmesini bekledik saatlerce. Bomboş evde oturacak yer bile yokken, ben henüz açılmamış ikea sehpasının üstnde Deniz de yemek masası için aldığım şömentablada uyudu. Halimiz komikti doğrusu, kimi zaman uyuduk kimi zaman konuştuk. 6 saat falan gibi bir süreden sonra herşey halloldu ve bizde evimize doğru yola koyulduk, yani Deniz'in evine. Hep söylerim ne kadar sevdiğimi Deniz'in evni hemen Kıbrıs Şehitleri'nin merkezinde. Eve geldiğimizde ne kadar yorgun olduğumuzu fark ettik. Sağlıkli bir şekilde beslenip biraz muhabbet edip yatağa girdik hemen. Ne tatlıdır uykuya dalmadan önce yapılan geyikler. Çok severim bu yüzden arkadaşlarla kalmayı.
Bu gün çok değişik bir gün olmasada mutluluğum hem yeşil leveldaydı. Mutluydum yani! Her gün olduğum gibi bu gün de yaşadığım için şükran doluydum. Her şey iyi güzeldi ama birşeyler eksikti yine. içimden nedense hep birkişiden bahsetmek geliyor bu aralar.
Mışıl mışıl uykuya daldıktan sonra beni yine çok uzun süre uyku tutmadı ve hemen uyandım. Deniz şimdi uyuyor İzmir'e Eylül'ün verdiği bir serin hava hakim. Cuma gecesi saat 12 suları olduğu için her yerde insanlar eğleniyor. Şuanki halimden oldukça memnunum ama keşke ''biri'' çıkıp gelse nasıl da mutlu olurdum. Aynı ülkede bile ayrı şehirlerde olmak yeterince zorken ayrı ülkeler... İnsan biraz fazla diye düşünmüyor değil.
O zaman Bülent Ortaçgil'den Eylül Akşamı'nı üstünede Madonna'dan Miles Away'i dinliyoruz. Sonra bu gün de nefes alabildiğimiz için ve sahip olduğumuz herşey için Doğa Ana'ya teşekkür ediyoruz!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
blogunda neden takip etme şeysi yok!!!
yaş yetmiş de olsa az buçuk teknoloji noolur
seviyorum seni
Yorum Gönder