İnsanlığa olan nefretimi yazmadan devam edemiyeceğime karar verdim. İnsanlığı tasvir etmek istiyorum. Ellediği herşeyi bozan, çirkin, çirkinliklerini örtmek için kıyafetler giyen kokular süren yüzlerini boyayan iğrenç varlık insanlık. Biz insanlar olmadan ne kadar da güzel uyumlu bir yer olurdu dünya? Bir dakikalığına düşünelim hangi hayvan ihtiyacı olmadığı halde sırf eğlence olsun diye başka bir hayvanı avlıyor. Hangi hayvan kendi ürettiği kağıtları hayatın merkezi yapıyor. Daha bir çok farklılık var dostlarımızla aramızda! O kadar gülünç durumdaki insan oğlu. Kedilerin nankör olduğunu söyleyen insanları bulmak ve onlara sormak istiyorum; siz olsaydınız sizi döven tecavüz eden çeşitli işkenceler ederek eğlenen insanoğlunu severmiydiniz... Evet insanlara öyle büyük öfke duyuyorum ki! Bencil olduğum için mutluyum!
Nefretimin boyunutu şöyle açarak olaya farklı bir boyut katmak istiyorum; elbette benim de hayatta sevdiğim insanlar var. İçinde güzellik olan insanlar... Nasıl ki bilmemneleri sevmiyorum deriz (amerikalı, alman, italyan yada nereli olrsa olsun işte) ama bireysel olarak birini tanıyınca sevebiliyoruz o çeşit bir nefret benimki. Baktığımda ırkımıza kendini kaybetmiş olduğunu görüyorum. Televizyon izlemiyorum çünkü gözümü kapattığımda, kulağımı tıkadığımda hala iyi bir dünyada yaşadığını sanan o küçük aptal kız olmaktan mutluyum. Savaşlar umrumda değil, ölen insanlar, cinayetler dünya umrumda değil. Neden yaşıyorum o zaman? Bunu bende bilmiyorum tek bildiğim yinede güzel insanlar olduğu kendilerinden başka bir dünya olduğunun farkında olan ve buna saygı duyan insanlar olduğunu bilmek benim için burayı yaşamaya değer kılıyor.
Sonra genele baktığımda anlayışsızlık görüyorum, insanlar birbirinin düşüncelerine, dinlerine seçimlerine, cinsiyetlerine, ekonomik durumlarına, renklerine, dillerine, kıyafetlerine saygı duymuyor! Bazen kendimden de nefret ediyorum çünkü bu korkunç insanlık virüsü beni de ele geçiriyor bende hatalar ve saygısızlıklar yapıyorum, ama önemli olan kabul ediyorum. Herkes biraz at gözlüklerini çıkarsa; dünyada bizim gördüğümüzden başka bir dünya daha olduğunu görseler daha güzel bir yer olabilirdi burası. Ozon delinmiş sular bitmiş olmazdı belkide. Dünyada kocaman delikler açıyor olmasaydık bizi etkileyen parlak değerli taşlar bulmak için kendi ırkımızdan olanların ölmesini engelliyebilirdik belkide. Kendi ırkımıza saygı duymadığımız gibi; sadece bize ait olmayan bu dünyayı ilk var olduğundan beri sahip çıkan hayvanlardan da çalıyoruz. Onların havalarını yaşama alanlarını sularını pisletiyoruz.
Bazen yolda yürürken anneler görüyorum içinde hiç bir kötülük taşımadan dünyaya gelen çocuklarına nasıl da kötülüğü aşıladıklarına şahit olmak annelerden de nefret etmemi sağlıyor! O hayvana elleme pis mikrop kaparsın vs. Pis olan biziz onlar değil dünyayı pisleten de hastalıkları üretende kaynakları tüketen de biziz.
Kapınıza bir tas mama ve bir tas su koymak bu kadar da zor olmamalı. Onların konuşma yetenekleri olmadığı için onlara kötü davranmamalıyız.Kimse sizle beraber olmak istemeyince onlara tecavüz edemezsiniz! Onlar oyuncak ya da denek değil! Zevk için avlamayazsınız!!!!
Hangi hayvan bizim derimizi canlıyken biz yüzüp şık göründüğünü sanarak giyiyor? Hangi hayvan henüz doğmamış bebeğimizi rahmimizden çıkarıp kürkünü satıyor düşünün insanoğlu -çok sevgili insan ırkı(!)- bu kadar dünyasına sahip çıkan iyi bir tür! Nasıl bir mutasyona uğradık bilmiyorum ne çeşit bir manyaklığın etkisindeyiz onuda bilmiyorum tek dileğim en yakın zamanda insanların daha duyarlı ve anlayışlı olması ve dünyayı biraz daha yaşanır hale getirmesi... Neyse gelin şuna ütopik hayalim diyelim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder