
Çocukluğumuzu şarap şişeleri, zeytinli kurabiyeler ve Kordon günleri özetler...
İstanbul’dan dostumla çok eğlenceli bir gün geçirdim. İzmir klasiği Alsancak’ta dolaştık. Hayat üstüne sohbet ettik uzun süre ardından kordonda yürüdük. Güneşin batışı biraz huzur ve biraz hüzün verdi. Sanki çocukluğumuzun hayaletleri orda ucuz şaraplarla sarhoş olmuş duruyordu. Sanki henüz Deniz ölmemişti. Daha az düşünür daha çok konuşurduk bizi inciten şeyler de bir o kadar saçmaydı sanki. Daha dün yaşımızı büyütürken şimdi daha bir yaş daha almamıza çok uzun zaman var diye kendimizi kandırırken bulduk kendimizi.
zamanda yolculuk yapıp bizi izlemek istedim bir an. Çocuk olmanın verdiği sarhoşluk. Oldum olası alışamadım değişikliğe belki ondan her limanda uzun uzun demir atmam. Yolculuk vakti geldiğinde de daha güvenli bir yer olmadan ayrılamamam da belki bundan. Eskiden dolaştığımız sokakların taşları değişmiş, dükkanlar el değiştirmiş atölyesinde en güzel anılarımı geçirdiğim logos kapanmış. Bir zamanlar aşık olduğum Deniz ölmüş. Belki bundan ölümden korkmam. Etkilenmediğimi gösterdiğim her an uzakta bile olsa etkilendim belki ölümden. Hiç tahmin edemezdim büyümek zorunda olduğumu hiç tahmin edemezdim büyümenin bu kadar sancılı ve ağrılı bir şey olduğunu. Hep geçmişte takılıp kalacağımı hayal bile edemezdim. Önüme baktığım da doğru ama bir yerde her şeyi hatırladıkça burnumda bir sızı hissediyorum. Bazı şarkılar var duyduğumda o zamanları hatırladığım bir de defterim var gün be gün notlar yazdığım konser biletleriyle çar çöple dolu defterim.
Dostumla şöyle bir turladıktan sonra hatıralarımızı tazeledikten sonra şimdinin sıradanlığına dönüp ayrıldık. Mutluyduk değiştiğimiz için her değişim bizi gerçek bize götürdü her değişimde biraz daha oldunlaştık tanıştık kendimizle. Ama değişim başka şeyleri de getirdi... Biliyorum dertlerimiz çok farklı şimdi o düşüncesiz çocukluk günleri geride kaldı. Biliyorum istemeden büyüdüm ve yaptığım her şeyden ben sorumluyum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder