2 Nisan 2010 Cuma

Yasemin Apartmanı No 19

Dün çok üzgündüm. Hayatımda olan bitenleri kabul etmedim. Sonra bir kapı açıldı bu güne çok neşeliydim. Olmuyorsa oluyordur bir şey dedim. Yinede her zaman gittiğim yollar, anılar beni bulup gün içinde küçük karabasanlar yarattılar. Sonra eve dönerken mutluluğun adresini hatırladım; Yasemin apartmanı No 19. hemen indim otobüsten ineceğim durağa gelmeden. Başladım yürümeye Yasemin apartmanına doğru. Yürürken yolda iki kız gördüm yüzlerinde komik maskelerle çöp tenekesinin yanında birinin karnı ağrıyordu artık gülmekten. Tanınmamak için yüzlerine maske takmışlardı ama bu daha çok dikkat çekici yapıyordu onları. Çok değil birkaç dakika önce hiç tanımadıkları bir çocuğun kapısına kırmızı tanga ve bere bırakmışlardı kocaman bir hediye paketinin içinde. Gülümsedim. Gülümser teyzeyi hatırladım. Bu iki kız bilgi depolamak için oraya giderdi. Birası elinden hiç eksik olmayan Gülümser teyze dolu dolu yaşadığı hayatından öyküler anlatırdı. Sonunda geldim Yasemin apartmanı no 19 a Hollywood sokağının eski ihtişamını hayaletleri yürütüyordu sadece. Aynı iki kızı gördüm karşı apartmanın su deposu üzerine oturmuş kim bilir neler konuşuyorlardı. Mutlaka Safiye Sultan kitabıyla ilgili olmalı diye düşündüm. Anılar bir bir gözümün önünde canlanıyordu. Hiç biri henüz solmamıştı. Her ne zaman kaçmak istesem orda beni bekliyorlardı. Sonra Fidanlığın duvarlarında yürüdüm. Tıpkı eskiden yaptığımız gibi. Artık kırgınlıklar aynı pantolonu aldığımız için olmuyor diye düşündüm. Sonra artık ıslak çimlere oturup pantolonumuzun ıslanmasının önemli olmadığı günleri özledim. Henüz fidanlığın diğer kapılarına kilit vurulmadan önceki zamanlarda dolaştım. Sonra o duvarın önünden geçtim. İçinde Tanrı’nın yaşadığı deliğe baktım. Küçükken gözüme kocaman dev gibi görünen delik birkaç tuğla eksiğinden ibaretmiş. Olsun yine de Tanrı’nın evi orası. Geçmişte bir zamandan başlayıp daha da geçmişe gittim. Gültekin bakkalı hatırladım. Ekmek almaya giderdim oraya. Kafamı kaldırıp yukarı baktığımda tavanı çok yüksek görünürdü gözüme. 5 yaşındaki gözlerin gördüğü kadarıyla. Bir gün eve gelip babamın gömleklerini her yere astığını görünce oyun oynadığımızı sandığım günlere döndüm. Anılar her zaman acı vermez diye düşündüm. Eğer en mutlu olduklarını en kirlenmemiş olanlarını bulursan. Aşkı düşündüm, ateşi düşündüm. Ne zaman üzülsem Yasemin apartmanı no19.

Hiç yorum yok: