9 Şubat 2010 Salı

Yine mi günler geçiyor








Takvim denen şeyden nefret ediyorum öyle hızlı zaman akıp geçiyor ki! Daha dün yeni yılı kutlarken bu gün 2. ayının ortalarına geliyoruz. Bu gün ellerime baktım ve dedim ki "Tanrım bu adaletsizlik, bu dip diri güzel eller yaşlanacak, yaşlılığı hatırlatan beneklerle ve buruşuklarla dolacak" zaman saçımın uzamasından başka iyi bir şey getirmiyor şu sıralar. eski sevgiliyse son bir sinemadan sonra ciddi kararlar aldım. Madem yine sevgili olamıyoruz hiç görüşmemek en iyisi!

Hayat böyle amaçsız ve anlamsızca geçerken bir kaç karar aldım umarım onları uygulayabilirim. birinci karar üniversitenin boş ve anlamsız olduğuyla ilgili şuan okuduğum bölümün akademisine gitsem benim için çok daha faydalı olabilirdi diye düşünüyorum en azından direkt olarak kumaşlarla haşır neşir olurdum işe çiv çakmaktan başlamazdım. Bu nedenle seneye mezun olmaya karar verdim 2 yıl okumak yeterli nasıl olsa diploma veriyorlar. Bir an önce İzmir’deki rutin sıkıcı kasvetli hayatımı terk edip daha zor bir hayatla yüzleşmek istiyorum hayatın kendisiyle şuanda hayatı ertelemekten başka bir şey yapmadığımı anladım çünkü.

Bu aralar Türk filmi olan Romantik Komedi'ye gittim. Gazetelerde "YERLİ SEX AND THE CITY" yazıyordu. Filime gittiğimde hadi canım dedim. Evlenmeden sex yapınca Avrupai oluyoruz insan sevip birini birlikte olunca yerli sex and the city oluyor. Bu başlığı atan arkadaş bütün bölümlerini izlesin bahsettiği dizinin. Kaldı ki dizide sex ile alakalı hiçbir şey yok. Asıl sinir olduğum konu şu ki biz nereye gidiyoruz. Sex demek ayıp oldu bundan bahsetmek özgürlük oldu. işte dogmalara inat SEX SEX SEX SEX SEX.

Ne kadar çok insan istemeden çocuk doğuruyor, hatta hamile olduğunu anlamıyor bile. Geçenlerde gazetede okudum öğrenci kızın biri bebeğini bir mola istasyonunda doğurup çöpe atıyor otobüsle yoluna devam ediyor. Aferin bize daha çocuklarıyla sexten konuşmayan bir millet olalım sonrada o çocuklar korunmayı bilmesin aidsten ölsün, hamile kalsın çöpe atsın falan. Hop bir dakika ya nereye gidiyoruz biz böyle. Bence artık bu katı tabuları yıkmak gerek. Gençlerde sonuçta bir takım hormonlar var ve şimdiki nesilden istenen üniversite bitirmesi sonra bir üniversite daha ondan sonra iş sonra evlilik. Eskiden insanlar genç yaşta evleniyormuş e doğal olarak da kendilerini evliliğe saklıyorlarmış. Şimdiki nesil böyle değil yapması gereken birçok şey var öte yandan bir takım doğuştan gelen istekler. Diyeceğim o ki bu konuyu konuşmaktan çekinmeyelim. Böylece geri dönüşü olmayan hatalar yapmayalım. Konu geldi taaa nerden nereye uzun süredir yazmayınca böyle oluyor işte. Bir anda birikenlerin hepsini mantıklı mantıksız dolduruveriyor insan.

AH AH zaten yarıyıl tatili bitmek üzere bu da üzücü bir olay. bütün tatili hayallerimdeki gibi boş boş geçirdim sadece uyudum da uyudum. Geceleri makarna pasta börek çörek yedim. Metabolizmama hayranım bir gram da kilo almadım. son olarak yazımı bitirirken Oasis e kötü dilekler niyetlerimi iletmek istiyorum. Böyle saçma bir sistem olamaz böyle adaletsizlik olamaz ders programım iğrenç oldu. Neyse lafı çok uzattım herkese iyi tatiller her ne kadar bitmek üzere olsa da son günlerin tadını çıkarın.

1 yorum:

uyumsuzpenguen dedi ki...

çok güzel yazmışsın daha sık yaz canım seni okumayı çok seviyorum
resmi de çaldım ^^